Ne yapsam olmadı. Orhan Veli, biraz Can Yücel serpiştirdim. Ataol Behramoğlu öğrendiklerini anlattı uzun, uzun. bir avuntu aradım, onlarca buldum ama her birini kaybetmem saniyeler sürdü. Hayaller de insanoğlu gibiymiş. doğar, yaşar ve ölürlermiş. Yerine yenisi konmalıymış ya da akıllanıp bir daha hayal kurulmamalıymış. Gerçekleşmesini beklerken çekilecek acıyı göze almaya gerek yokmuş. Şimdi iyi hissetmemi sağlayan, daha doğrusu kötü hissetmeme az da olsa ara verdiren tek şey yazmak...Uzun, uzun yazacağım. Okunacak mı belli değil. Denize bırakılan şişe içindeki not gibi; ya bi karaya vuracak ya da derine gömülecek.
Bazen sağlam bir çığlık atmak istiyorum. Şöyle tiz, etkili, rahatlatan sağlam bir çığlık...Kulaklarımı sağır edecek, ruhumu öldürecek kadar..."Duygular yok, hüzün yok, hüzün yoksa mutluluk da yok" Olsun, kabulüm. Hüzün olmayacaksa, mutluluğu feda ederim. "Acı yok Adrian!" Acı yok, sevinç de...Böylesi iyi...Böylesi konforlu...
Cesaret yenilik getirir ama o yenilik ne getirir? "Olsun yapamadım"demektense, "yaptım olmadı" demek daha iyi...İyi mi? Yoksa avutmak mı kendini? "Yine olsa yine yapardım" demek dürüstçe midir? Yoksa kendine söylenen en büyük ve sağlam yalan mıdır? Ne çok soru var, çoğu da cevapsız ya da çok cevaplı...İşine geleni seç, hayatta kalmanı sağlayacak olanı...yaşa gitsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder