25 Şubat 2013 Pazartesi

Doktor ve Doktor

Herşey dişimin ağrıması ve artık yemekleri çiğnemekte zorlanmaya başlamamla başladı. Diş hekimine gittim. Evime yakın, çalıştığım kurumla anlaşması olan, lobisinde ankara sosyete dergilerinin bulunduğu, bol mermerli, bol spot lambalı bir merkez....Daha çok sosyete kuaförüne benziyor. Hiç bir şey göründüğü gibi değildir. önyargılı olmayalım...Devam....

Röntgenler çekiliyor. yapacakları işlemleri anlatıyorlar. Daha önce gittiğim diş hekiminin dişimde kanal tedavisi iğnesi bıraktığı ortaya çıkıyor. O dişi tedavi ediyorlar.(!) Kanal iğnesini çıkarmak için ameliyat lazım deniyor, kanım donuyor. Ben "çok acil bir durum değilse sonraya bırakalım" diyorum. "Ama bütün bunları ödüyor kurumunuz" diyor. Kurum ödüyor diye sünnet mi edeceksin be adam! Hazır değilim. Korkuyorum. Öyle bir anlatıyor ki normal gelmeye başlıyor ameliyat. Ama önce diş bir tedavi edilecek. Neyse dişime ilaç koyup, hafif ağrı olabilir deyip gönderiyorlar. İlk başta herşey normal, çünkü yüzümün yarısını hissetmiyorum zaten. Uyuşukluk geçiyor ve azap başlıyor. Ağrıdan napacağımı şaşırıyorum. Ağrı kesicileri leblebi gibi yutuyorum, bana mısın demiyor.  Doktoru arıyorum, "dişim ağrıyor" diyorum.
"Beklediğimiz bir durum" diyor.  Valla benim beklemediğim bir durum...Gece deli gibi evde dolaşıyorum, ağrı kesiciler sadece 1 saatlik ağrı araları veriyor. Ertesi gün tekrar gidiyorum. Ağrı kesici iğne yapıp gönderiyorlar. Sürekli bir "beklediğimiz bir durum" safsatası...Cuma günü akşam saat 8de ağrı geri geliyor. Yüzüm şişmeye devam ediyor. Uykusuzluk ve yorgunluktan bu sefer başka yerlerim ağrıyor. Cumartesi sabahı tekrar gidiyorum. Bu sefer başka bir doktor müdahale ediyor. Daha önce kanal tedavisi yapılan dişi kurcalıyor da kurcalıyor. Sonra farkediyor ki ağrıyan bu diş değil, hemen yanındaki!!! Daha önce beni tedavi eden doktora soruyor: "Buna neden dokunmadınız?" Hafif bir şaşkınlık sonrasında, hatasını laf salatası yaparak gizlemeyi adet edinmiş insanların kıvarklığıyla bir şeyler saçmalıyor. Kadın "kaç tane antibiyotik içtiniz" diyor? Antibiyotik mi? "Antibiyotik vermemiş miydik size?" diyor kıvrak diş hekimi. O kadar yorgun ve uyuşuğum ki ters ters bakıyorum ya da çabalıyorum. Kadın doktor başlıyor kanal tedavisine...Apseli dişe kanal tedavisi... Hadi bakalım...buna da tamam...Kadın doktora tedaviden beklentimi açıkça söylüyorum: "sadece uyumak istiyorum." uyuşuk yanak, geri gelen ağrı...Pazar sabahı ağrıdan ağlamaya başlıyorum. Bayındır Acil de buluyorum kendimi...Acildeki "doktor" doktor o kadar tatlı ve şefkat dolu ki kadına sarılıp ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Dövüş kulübündeki Edward Norton'ın Bob'un göğüslerinde ağladığı sahneye ramak kalıyor. Yine  bir ağrı kesici iğne...

Pazar gecesi ilk defa aralıksız 5 saat uyuyorum. Uyanıyorum ki yanağım hala şiş, ağrım geri gelmiş. Aynada "Rihanna'nın dayak yemiş fotosu"na benzer bir görüntüyle karşılaşıyorum sürekli. Sinirlerim iyice bozuluyor.Aile hekimine gidiyorum. Malum sağlık sorunlarımızda yardım alacağımız kişi!!!!

Uzun süre sıra bekliyorum. Odaya ilaç mümesili giriyor, çıkmak bilmiyor. Sonra doktorumuz telefonla konuşuyor. Sabret gönüüül!.. İçeri giriyorum. Doktor yüzüme bakmıyor. "Oturun" diyor. Oturuyorum. Kadın nihayet yüzüme bakıyor. Küstah ve azarlayan bir tavırla "Buraya neden geldiniz? Yüzünüzün halini farkında değil misiniz? Dişçiye gidin" diyor. Şok! Hastayım ve doktorun odasından kovuluyorum. Nereye gideceğimi bilmediğim için danışmak için geldiğim aile hekimini odasından...Günlerdir çektiğim sıkıntıdan elim kolum titremeye başlıyor. "Ben size bir derdimi anlatıyım, ondan sonra karar verin" diyorum. Başlıyorum anlatmaya. Ben özel dişçi de tedavi oluyorum. Onların rapor verme yetkileri yok, ama benim de işe gidecek durumum yok, görüyorsunuz halimi, ben sizden bu durum raporlayacak resmi bir evrak.... demeye kalmıyor. "Siz rapor istediniz diye size rapor mu vereceğim?" diye bağırıyor. Tepemin tası atıyor. İkinci seferdir size geliyorum her gelişimde kötü davranıyorsunuz. Buna hakkınız var mı diyorum?" .Cevap kendisinden beklenen kalitede oluyor. "Gidin kendinize iyi davranacak doktor bulun! Çıkın dışarı!" elini sallayarak...Yaşadığım şeye inanamıyorum. Erhan'a bakıyorum. Ağzı açık bana bakıyor. Gözüm kararıyor, titremeye başlıyorum. Kadına öyle bir bağırıyorum ki kendi sesime şaşırıyorum. Deli kuvveti denen şeyi bizzat yaşıyorum. Sağlık ocağından çıkıyoruz. Haydi başka bir sağlık ocağına... Veeee "doktor" olan bir doktor var karşımda. Beni muayene ediyor, sorularımı cevaplıyor. Kullandığım ilaçların yan etkilerini gidermek için önerilerde bulunuyor. Başka bir evrendeyim.İnanmıyorum. Hangisi gerçek acaba?

Şimdi elim yanağımda napacağımı düşünüyorum? Doktora gitmek yada gitmemek...İşte bütün mesele bu! Küçükken Bartın'da bir komşumuz vardı, kısırlık tedavisi görürken akıl sağlığını yitirmiş bir teyze...Bir keresinde kendisine gazete kağıtlarıyla dolgu yapmış, rahatsızlanınca hastaneye kaldırılmıştı. Onun yaşadığının yanında benim ki lolipop kalır ama çıkış noktasını da anladım sanırım... :/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder