1. kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi
nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak,
utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç
içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve
şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
2.
kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun
daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol
silenlerden değil !
3. kural: Kur’an dört seviyede okunabilir.
İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin
batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz
kalır tarif etmeye.
4. kural: Kainattatki her zerrede Allah’ın
sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada
değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu
görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.
5.
kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir.
Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki
aşk öyle mi? Onun tek dediği:
Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay
kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler
ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
6.
kural: Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden
kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil
zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
7. kural: Şu hayatta tek
başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak,
hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam
olarak görebilirsin.
8. kural: Başına ne gelirse gelsin,
karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana
kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar
geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde
edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de
şükredebilendir.
9. kural: Sabretmek, öylece durup
beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp
gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı
gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın
hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. kural: Ne
yöne gidersen git, doğu,batı,kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu
içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi,
sonunda arzı dolaşır.
11. kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden
doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve
taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman
gerekir.
12. kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her her
yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp
da değişmeyen yoktur.
13. kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan
daha fazla sayıda sahte hacı, hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni
kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir
keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
14.
kural:Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur,
hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın
altının üstünden daha iyi olmayacağını?
15. kural: Allah,
içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her
birimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise,
atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab
noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser,
kusursuzluğu hedefler.
16. kural:Kusursuzdur ya Allah, onu
sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.
Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki
hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden,
ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.
17. kural:
Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun
dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı
temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ
bağlamış haset ve art niyettir.
18. kural: Tüm kainat olanca
katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan,
dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat
içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil
ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece
kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır
19.
kural:Başkalarından saygı,ilgi ya da sevgi bekliyorsan önce sırasıyla
kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün
değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.
Yakında gül yollayacak demektir.
20. kural: Yolun ucunun
nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece
atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden
gelir.
21. kural: Hepimiz farklı sıfatlarla
sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını
isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı
göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın
mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
22. kural: Hakiki
Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri
aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak
yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
23.
kural : Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir
oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar,
perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar
oyuncağı , kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir , ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…
24.
kural : Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en
şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu
hatırlayarak , buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul
düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı
dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
25.
kural : Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da
burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız
sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya
tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme
düşüveririz.
26. kural : Kainat yekvücud, tek varlıktır.
Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin
ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.
Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı
mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.
27.
kural : Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle
aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır,
şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin
hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel
sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin
gönlün değişirse dünya değişir.
28. kural : Geçmiş
zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı
başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi
değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.
29.
kural : Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu
sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek cehalet
göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse
ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
30.
kural : Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa,
ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp
da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez kusur örter.
31.
kural : Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.
Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir,
kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp…
Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.
Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ,ne yazık ki
daha da sertleşerek çıkar.
32. kural : Aranızda ki perdeleri tek
tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama
kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını
putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama !
33.
kural : Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol!
Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki
çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta
tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
34. kural :
Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine,
böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan
insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir
beldede yaşar.
35. kural : Şu hayatta ancak tezatlarla
ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan
kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar
gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde
olgunlaşır.
36. kural : Hileden,desiseden endişe etme. Eğer
birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da
onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu
sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız
kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz.
Sen sadece buna inan !
37. kural :Allah kılı kırk yaracak
titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her
şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her
insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38.
kural : Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım
? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım,
başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık !
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
39.
kural : Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden
her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini
bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli
yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı
olmaz.
Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. kural :
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi
koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma!Ayrımlar
ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da
dışındasındır, hasretinde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder